İnsanlığın varoluşundan beri neredeyse tüm insanlar mutluluk ve mutsuzluk kavramları üzerine epeyce düşünmüştür. Nelerin mutluluk sebebi ve nelerin de mutsuzluk sebebi olduğunu bulmaya çalışmıştır. Bu bulgulardan bazılarının tüm insanlığı ilgilendirdiğini bilsek de biz sadece şahsımızı ilgilendiren kısımlara değinelim zira şahsımızla birebir ilgilenmek bizi mutluluğa daha kısa sürede ulaştıracaktır.
Ayn Rand’ın da dediği gibi ’’ Kendinize değer vermeyi öğrenin, ki bu, mutluluk için mücadele etmek de demektir.’’
Kendi düşüncelerimi size aktarmadan önce Alexander Wınterman’ın kitabından birkaç kesiti sizlerle paylaşmak istiyorum. Alexander Wınterman diyor ki;
‘’İyi hissetmek bizim elimizde. Biraz gökyüzüne baksak gökyüzünün daima bulutlu olmadığını en az bulutlu olduğu kadar güneşli olduğunu fark edebilsek hayatımızda çok şey değişecektir. İnsanlar hep mutluluk vereni ararlar, oysa insan hem huzur vericidir hem de alıcıdır. Hep başkalarının sizi mutlu etmesini beklerseniz asla mutlu olamazsınız. Mutlu bir insansanız zaten o huzuru çevrenize de yayar sınız.’’
Yazarın dediklerinden de anlaşılıyor ki mutluluk en çok şahsınız için verdiğiniz çabaya ve olaylara bardağın dolu tarafından bakmanıza bağlıdır. İyi hissetmek bizim elimizde ise o zaman iyi hissetmenin birkaç yoluna şöyle bir bakalım.
Sev ki sevilesin
Hayatınızdaki insanların varlığından mutlu olun. Sevginin bedeninize ve ruhunuzda oluşturduğu heyecandan zevk alın. Sevmeyi bilen sevilmeye de imkan tanır . Ne güzel demiş Mevlana: ’’ Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine Sevmek ve sevilmek için çareler arayın.’’
Affet
Kin ve nefret gelmiş geçmiş en etkili zehirdir. Gerek size ve gerekse de karşınızdakine vereceği zararlar gözardı edilemeyecek kadar büyüktür. Öfkeye kine ayırdığınız enerjiyi mutlu olacağınız şeylere yönlendirmelisiniz. Bunu yapabilmenin en önemli yolu da affetmekten geçer. Geçmişi değiştirmek elinizde değildir fakat geleceği şekillendirmek sizin elinizdedir. Her şeyi boş ver! Kendi mutluluğun için affet!
Gülümse
Kalbinizin en büyük destekçisi dudaklarınızdan akan bir damla gülücüktür. Gülmek vücuttaki stresi azaltır, kalbinize yardımcı olur, kalp hastalıkları riskini azaltır. Gülümse! Her ne olursa olsun. Gülümsemek kalbini, kalbin seni mutlu eder. Haydi bakalım! Ne haliniz varsa gülün!
Bakış açını değiştir
Herkes sizinle aynı görüşte değildir, aynı görüşte olmak zorunda da değildir bunu kabullenin. İnatla kendi görüşünüzü savunmaktan vazgeçin, asıl doğruyu karşı taraf söylüyor olabilir. Karşı tarafla inatlaşmayıp rahat davrandığınız sürece hem enerjiniz size kalacak hem de mutlu olacaksınız.
Gerektiği kadar uyu
Az ya da fazla uyumak daima sorun oluşturmuştur. Az uyumakla kendinizi depresif ve sıkıntılı hissedersiniz; çok uyumakla da gün içinde yetiştirmeniz gereken şeyleri yetiştiremeyeceğiniz düşüncesi sizi strese sokar ve çoğu zaman işlerin bir sonraki güne aksamasından dolayı moraliniz bozulur, duygularınız ağır etkilenir. En iyisi kendi uyku saatlerinizi bir düzene sokmanız. erken uyuyup erken uyanmanın faydalı olduğu düşüncesi geçmişten günümüze süregelmektedir. Öyleyse erken uyu ,erken kalk; Stresten uzaklaş ve kendini mutluluğun kollarına bırak.
Elindekinin değerini bil
Çoğu insan elindekilerinin değerini bilmez, kendini kendisinden daha iyisi ile kıyaslar ve mutsuz olur. Oysa kendi dertleri belki de başka insanların şükür sebebidir. Alman mucit Frederick Koenıg: ‘’Unutmamalıyız ki bir şeyleri elde etmenin sonucunda mutluluk gelmez ama elinizde olanları fark ederek ve onların değerini bilerek mutlu olabiliriz.’’ diyerek mutlu olmak istiyorsan elindekinin değerini bil demek istediğini anlıyoruz.
Her şeyin bir zamanı vardır der ya büyüklerimiz, işte o büyüklerimizden Mevlana Celaleddin-i Rum-i şöyle der:
Her şey vaktini bekler. Ne gül vaktinden önce açar, Ne güneş vaktinden erken doğar. Bekle! Senin olan sana gelecektir.
Sağlıcakla kalın!
0 Yorumlar